Çağrı bütün yemek boyunca gözünü neredeyse hiç konuşmayan karşısındaki kadından alamamıştı. Mavi gözlerinin içindeki hüzün Çağrı'yı ele geçirmişti adeta. Bir kez olsun gülsün istiyordu, gözlerindeki o hüznün bir kaç saniyeliğine bile olsa silinmesini istiyordu. "Surat asmaya devam mı edeceksin?" masayı bir anda kaplayan sessizlikle Mira önünde ki yemekten gözlerini kaldırdı. Bu soru ona gelmişti ama kim söylemişti ki? Etraftaki yüzleri incelerken gözleri yeşil gözlerr takıldı. Yeşillerde belli olan merak soruyu soranın o olduğunu işaret ediyordu. Elindeki çatalı tabağının kenarına koyarak suyundan bir yudum aldı "Ben surat asmıyorum!" Çağrı'nın yüzünde alaycı bir ifade belirirken Mira sinirlendiğini hissediyordu. "Bütün yemek boyunca ne doğru düzgün konuştun ne güldün tek yaptığın surat sallamak." Konuşmak istemiyordu ya da gülmek. Buraya arkadaşları tarafından zorla getirilmişti oysa bugünü kesinlikle evde geçirmeliydi. Bugün onun bu halde olmasının sebebiydi. Bugün o sevgilisini tek aşkını kaybetmişti. Gene o hüzün.. Çağrı gözlerini bir türlü o hüzünlü mavilerden çekememişti. Kalbini dolduran sıcaklık ondan etkilendiğinin göstergesiydi. Bütün güzelliğiyle karşısında dururken etkilenmemesi zaten imkansızdı. Gene de merak etmeden edemiyordu. Bu mutsuzluğunun sebebi neydi? _____ Kararlıydı bu güzel kadının gözlerindeki hüzünün silinmesi için elinden gelen her şeyi yapacaktı. Ama işi hiç kolay olmayacaktı.. Çünkü Mira'nın hayatında ona yer yoktu ve bunu kısa bir zaman sonra acı bir şekilde öğrenecekti.. Bu bir sabır hikayesidir....