SAKALLI
  • Reads 1,422,333
  • Votes 65,899
  • Parts 37
  • Reads 1,422,333
  • Votes 65,899
  • Parts 37
Complete, First published Mar 19, 2017
Elindeki yüzüğe baktı genç kız. Mahallede her zaman dalga geçtiği, adını insandan bozma koyduğu, yıllarca aşağıladığı adam ile nişanlıydı artık. 

Bol ve uzun pantolonu, dede kazağı ve uzun sakalları ile ilgiyi nasıl üzerine çektiğini anlamıyordu. Mahalledeki kızların dalga geçtiği içten içe hayranlık duyduğu biri olduğunu biliyordu. Feriştah ise mahallede bakanın bir daha baktığı, idealleri olan fakat bir üniversite bile tutturamayan, burnundan kıl aldırmayan bir kızdı. 

İkisi bir o kadar zıt, bir o kadar aynı idi. 
Bir o kadar yarım, bir o kadar tamdı.


!!! Kesinlikle zengin acımasız güçlü erkek karakter ve masum, saf kız hikayesi değildir.!!!


2.KİTAP :KAHKÜLLÜ
All Rights Reserved
Sign up to add SAKALLI to your library and receive updates
or
#119
Content Guidelines
You may also like
BATI MAHALLESİ by beyazbutterfly
25 parts Complete
TAMAMLANDI! Mahur Hüma Çağıl yirmi bir yaşında, monoton hayatını yaşayan, üniversitelerarası tiyatro yarışmasına hazırlanan ve her gün ona aşık bir sürü insanla uğraşan normal bir kızdır. Ancak geride bıraktığı geçmişini hatırlamak istemiyor, hep önüne bakması gerektiğini savunuyordu. İnsan vücudunda kan akışını kontrol eden kalbin, artık sadece kendi işiyle ilgilenmesini diliyordu. Ama Müslüm Gürses "aklımdan geçen sözler, kalbimden gelen sesler" derken kesinlikle onun geride bıraktığı hislerinden bahsediyor olmalıydı. Fakat şarkının devamında "hepsi bir orman oldu, bir kibritle yok oldu" diyordu büyük usta. Mahur Hüma kendi kulvarında dolanırken ve yakarken kibritin ucunu alev alev, hemen karşı apartmanda yaşayan bir zamanlar destansı aşk yaşadığı ve aynı zamanda abisinin en yakın arkadaşı olan Simurg Mejdinov'un kalbini de yaktığını bilmiyordu oysa. "Zaten bugün çok yoruldum. Bir de üzerine paltomu kirlettin. Daha fazla beni sinirlendirmeden sus." "Sen sus dediğinde ben susmuyorum yalnız." Bu adamla uğraşmaya bayılıyordum. Ellerini ceplerine soktu. "Susman için farklı yöntemler mi denemem gerek illa?" Ben de ellerimi ceplerime soktum. "Nasıl yöntemlerden bahsediyoruz?" "Nefessiz bırakacak yöntemler." dedi. Mahalle kurgusudur. Herhangi kötü ünsür barındırmıyor. (şiddetli kalp acısı yaşamanız dışında) ©Hayale Aliyeva, 2022
Adı Menekşe by DenizKuzguun
38 parts Complete
Gözlerim onunla kavuştuğu anda tek bir cümle dökülmüştü ellerimin arasındaki idam tahtasından. "Bana bunu yapmaya hakkın yoktu." Dudakları hafifçe aralandığında gözlerine bir ifade çöktü. Fakat ben o ifadenin tercümanını yapmak istemiyordum. İstediğim şey idam tahtasına bağlanan ipi kesmekti. "Ben dilsizim. Orada ölebilirdin. Nalan olmasaydı derdimi kimseye anlatamazdım anlıyor musun? Alerji olduğunu, kaç saat bu halde olduğunu anlatamazdım. Kimse beni anlamıyor. Ağzımdan dökülen tek şey iğrenç iniltilerken beni çaresizce bırakmaya hakkın yoktu. Ağzımdan çıkan o iğrenç seslerden nefret ediyorum! Senin yaptığın şey dilsiz oluşumu en sert şekilde yüzüme vurmaktı. Ve ben yıllarca bu duygudan itinayla kaçarken sen beni tepetaklak içine savurdun! Benim düşmeme neden oldun!" Ellerim hızlıca döktü içimde biriken tüm gerçeklikleri. Ruhumun bedenime verdiği ızdırap gün yüzüne çıktı acımasızca. Gün yüzüne acımasızca çıkan ızdırap tüm duygularıyla sertçe Barbaros'un yüzüne çarptı. Bu detayı yeni fark ediyor gibi bakıyordu bana. Sanki benim dilsiz oluşumun yeni farkına varmış gibiydi. Evrendeki tüm toprakları içine hapsettiğini düşündüğüm gözlerine cansızlık hâkim olurken ben yeniden, hayatımın her aşamasında olduğu gibi, duygularımda bir ikilem yaşadım. Dilsiz olduğumu yeni fark etmiş gibi ifadesi benim için ne anlam ifade etmeliydi? Beni sıradan bir insan olarak mı görüyordu veyahut dilsiz oluşumu sadece bir süreliğine unutmuş ve gün yüzüne çıkan gerçeklik onu hayal kırıklığına mı uğratmıştı? Cevabı neydi? Peki ya benim istediğim neydi?
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SINIR |Tamamlandı| by __Katre__
75 parts Complete
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
You may also like
Slide 1 of 10
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
Bir Ayrılık Bir de Bebek(Tamamlandı) cover
BATI MAHALLESİ cover
VESVÂS |  Son Yok cover
Adı Menekşe cover
GECENİN İZİ cover
KONUK SEVMEZ DENİZ cover
Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/ cover
Sarmaşık [BxB]  cover
SINIR |Tamamlandı| cover

ÖFKE ÇİÇEĞİ

15 parts Ongoing

Bütün dünyanın aradığı katil ansızın hayatınıza girerse sizi soldurmasına izin verir miydiniz? Yoksa bütün yapraklarınız onun için mi açardı? ❝Zafer her zaman en güçlü olana ait değildir. Bazen en acımasız olan kazanır. Kanla yazılmış bir kaderi var, ruhundan söküp atamayacağı bir miras. O, şeytanın bile tereddüt ettiği yolda yürüdü. Ve sen, bu fırtınanın tam ortasındasın.❞ Hayatı her zaman soluk bir çiçek gibi olup, kendinden çok başkalarını düşünenlere...