Nefesimi bir zehir misali dışarıya üfledim. Nefesime mahkum kalan herkes bende zehirlendi. Sonra bende zehirlenenler, benim tek panzehirim oldu.
Gözleri ölümü müjdeleyen bir melek kadar çaresiz ve ümitsizdi.
Nefesi bir cesedin içinden çıkan umut gibiydi.
Elleri bana hem zehir, hem de panzehirdi.
Beni zehirlediği yerden panzehirliyor, öldürdüğü yerden tekrar diriltiyordu.
Saçlarımda acı müebbet yemiş, uçlarında idam edilmişti.
Acıyla kardeş olmuş, kirpik uçlarına kadar kırılmış bir genç kız.
Onunla aynı yolda, aynı izlerde ilerleyen bir erkek.
Sadece yüzlerinin değil, kaderlerinin de birçok ortak noktası var.
Ve kader onları birbirlerine muhtaç hale getirecek. Bu öyle bir muhtaçlık ki çöl ortasında su gibi.
İmkansız...
Adam sevgi aradı kendine. Aradığı sevgiyi ise kadının kucağında buldu.
Kadın sebep aradı yaşamak için kendine. Ama aradığı sebebi çoktan bulmuştu adamın kalbinde.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...