Bu benim hikayem, ne kurmaca ne yalan var içinde herşey olduğu gibi... Belki okur, 'Ne salak bi kız' dersiniz belki de beni anlar ve hak verirsiniz öyle böyle sevmek değildi benimkisi ben boşuna Ömür demedim ki hayalimdeki Karagöz'den olacak çocuğa... Kapıyı çarpmış evin merdivenlerinden sinirle inerken ayak seslerini duyuyordum. Canımı çok acıtmıştı söyledikleri, o kızın ismini hala nasıl ağzına alabiliyordu benim mahvolucami bile bile bunu bana neden yapiyordu. Ölmek istiyordum artık dayanamıyordum yorulmuştum. Mutfaga gidip elime bıçağı geçirdim kendimi pencerelerle kapalı camlarında da perde olan balkona atıp yere oturdum bıçağı bileğime bastırdım. Aynı zaman da hıçkıra hıçkıra ağlıyor 'yoruldum artık' diye sessiz çığlıklarımda boğuluyordum. Bileğime bastırdığım bıçağı bi anda aynı şekilde bastırarak bileğime sürttüm bileğim kesilmişti. İlginç bi şekilde acı hissetmiyordum hafif bir sızı vardı sadece kalbimin acısı yanında bileğimdeki kesiğin acısı hiç biseydi belki kalbimin acısına bileğimi hissetmiyordum. Kan görünce bayıldığımı bildiğim için bileğime bakmamak için çabalıyordum ama yerlerin kan olduğunu görmezden gelmek mümkün değildi... YAKINDA....
5 parts