''Aşk Yükleniyor" adlı kitabımdan bir bölüm;
Taze ateş
Görsem seni, yıllardır ayağımın altında gezdirdiğimi sandığım dünyam başıma yıkılacak biliyorum.
Ne yerçekimi kalacak ne yağmur yağacak.
Dünyam ters yüz olacak, varlığın içimi acıtacak, yokluğun yok olacak.
Unutsam keşke seni, arınır gibi günahımdan, huşu gibi ibadetimde.
Yazısız kaldık sanki kalem oynamıyor,
Aşk kokmuyor odalarım, yalnızım, bir o kadar uyku dolu hayallerim.
Uyandırsan olmaz mı?
Çaresizim, sessiz, yalnız, uykusuz, soğuk yatak, yangın yürek, karmakarışıklık,
Aşk.
Yoksun, neredesin?
Zor biliyorum, çok zor, olmaz gibiyiz, kısmetim değilsin.
Yakarız be sanki yangınlarda küllerimizi, hı, ne dersin?
Eski aşktan kalma bir acı,
Şimdi sen eski aşk mı oldun? Ya bu taze ateş de ne içimdeki?
Lüzumsuz bir sürü insan,
Çaresizim, her konunun sonu senden ibaret.
Sıkıldın mı?
Çok mutluyum ben. Peki, sen?Yüzün yüzüme karışırken, önceden hani, ne vardı içimiz-
de?
Kalsak olmaz, gitsek gebeririz acıdan.
Kal ne olur ya da bırakma gitmeyeyim.
Nasıl bırakayım ılık nefesini, sıcacık yüreğini? Kat kat giymişken yüreğime seni, nasıl çıkarayım?
Üşürüm.
Olmaz.
Ayrılırsak eğer, dostane mi vedalaşacağız?
Elini tutmaya alışmışken, sadece tokalaşarak mı gideceğim
hayatından?
Hadi hoşça kal... Hoşça kalabilir misin gerçekten?
Ben kalamam, "ay ne hoş" mu denir, ayrıldık, nefes alamıyorum ama yine de hoşum, kıvranıyorum acıdan ama olsun
mutluyum mu yani?
Boş versene.
Hangi sahte, acı kahkahaları atacağız peki? Kim inansa biz
inanmayız bir kere.
Kaç sene taşırız acıyla içimizde birbirimizi başkalarıyla beraberken.
Bitmez ki bitiremeyiz...