Kirli ellerin çaldığı bir çellonun melodileriyle uyutuluyorduk.Göz kapaklarımızın üzerinde dans eden notaların keskin çığlıkları kulaklarımızı sağır edip,göz kapaklarımıza kesikler atarak bizi toprağa gömüyordu. Zihnimizi saran ölümün ninnisi,toprağın kesif kokusuydu. Uyanma vakti geldiğin de arşı parçalayıp göğün katlarında ki masumiyeti gömülü olan bedenlerimizin üzerine akıtması için yağmurlar bekliyor olacağız. Ya o yağmurlar bedenlerimizi masumiyetiyle yıkayıp bizi arındıracaktı. Ya da bizi uyutulduğumuz çukurlarda ölüme terk edecekti. Kim bilir belki bu hikayede hiç bir zaman yağmur yağmayacak,umutlar yeşermeyecekti.Ölümün ninisi,toprağın kesif kokusu altında gömülü hayatlar olacaktık. Tüm hakları saklıdır.Bir kalemden çıkanları çalmak,bir ruhun akıttıklarına karışmak ve onlardan nem olmak kolaydır.Kendin olmak en zorudur.Ben kendim ve özgün olmak için buradayım.Peki ya sen? Ben çaldıklarının yerine yenisini koyacak kişiyim,sen insanlığının yerine koyacak başka bir şey bul...