Poşeti ona doğru uzattım. '' Eklerlerini unutmuşsun. '' Bu sefer sabır dilenirmişçesine güldü. '' Kalsın. '' Bu ses gülümsemesinden çok daha umursamazlığını gösteriyordu. Poşeti 2 erkek, 2 kadının oturduğu koltuğun ortasındaki masaya bıraktım. Arka cebimden bozukluklarımı çıkardım. Uzattım eline. O ise ne yapmaya çalıştığımı analiz etmeye çalışıyordu galiba. Diğerleri ise ellerinde 2'si 1 arada nescafe kupalarıyla bize uzaylı görmüş masum köylü gibi bakıyorlardı. 2'si 1 arada olduğunuysa masanın üstündeki nescafe çöplerinden anlamıştım. '' Kul hakkına girmezsin, sende kalsın, üç beş kuruş zaten. '' diyerek beni aşağıladığında arkadaki iki yelloz güldü, diğer iki erkekse efendice bizi izliyordu. Elimdeki sözde 'üç, beş kuruş' parayı yere fırlattım hışımla. Sonra hızlıca yürümeye devam ettim. Kapıya açtığım sırada Kapüşonlu '' Eklerlerini unutmuşsun. '' deyip güldü.