19. yüzyıl (yy.) sonu, Varna istasyon binasında geçen hikaye, ilk Bükreş'e gelecek, Viena'da kalacak, Münih'de güldükten sonra Paris'de ölecek. Orient (Şark) Ekspresi, o akşam yapılan seferiyle bu romana konu olacağını bilemezdi muhakkak. Fakat, yolculardan biri sadece gününü değil, geçmişini de beraberinde götürüyordu, geleceğe uzanan bu sıradışı yolculukta. Babamın pek sevgili babası, aynı zamanda bu trenin yolcusu, bize bu serüvende hem rehberlik edecek hem de hayatını anlatacak.
ÖNCEDEN OKUDUYSANIZ BİLE TEKRAR OKUYABİLİRSİNİZ, ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ.
Mehmet:
"Gitmekte serbestsin." dedim, sözlerimi ölçüp biçerek. "Sana hür bir hatun olma imkânı sunuyorum. Ceneviz, Venedik, nereye arzu edersen."
Kayra'nın kaşları neredeyse fark edilmez bir şekilde oynadı. Şaşırmış mıydı? Bunu beklemiyor muydu?
Lâkin yüzüne hemen o mâsumâne maskesini taktı. "Sağladığınız imkân için minnetlerimi sunarım, sultanım." Eğildi, ardından dudakları şeytanca kıvrıldı. "Lâkin hür bir hatun olarak, eğer izniniz olursa, sarayınızda barınmayı talep ederim."