Defne, ikizi ve abisiyle yaşıyor. Kaybettiği anne ve babasının acısı yetmezmiş gibi birde sevgilisi 'sen başıma bela oldun' diyerek onu bırakıyor. Artık ne aşka ne de dünyanın adaletine inanmayan Defne'nin kalbine küçük bir meltem değiyor. Defne'de o değen rüzgâra aşık oluyor.
Ömer, ailesini kaybettikten sonra bir ayakkabı ustasının yanında çalışıyor. Biraz daha büyüyünce zengin ve genç bir iş adamı tarafından burs veriliyor. Ona burs veren kişiye vicdan borcunu ödemeli ama nasıl? Sağ kolu olup, borçlu olduğu kişinin kardeşine sahip çıkarak. Peki ya o kızın kalbine değen rüzgâr olursa?...
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.