Yeraltı'nın Gökyüzü

...Biraz ilerleyip kapıya dokunduğum an açık olduğunu anladım.İçeri girince rutubetli bir koridor,açık bir kapı ve kapıları kapalı olan üç oda görünüyordu.Kapısı açık olan odanın canından içeri giren ışık üzmeleri biraz aydınlık yapıyordu,yüzüm gözüm şiş ve kaybolmuş bir şekilde sığınabileceğim tek yer gibi duran bu eve girmek beni tahmin ettiğim den daha fazla korkutmuştu.Açık olan kapıdan içeri girdim,eski bir koltuk takımına ait gibi duran tekli camın altında yerini almıştı.İçerisi kırdın tozlu ve dumanlı gözüktüğü gibi içki ve sigara kokuyordu,belki burda benim gibi bir kaç çaresiz vakit geçirmiştir,tam gözükmesede bir radyo ve bir kitaplık az çok seçilebiliyordu.Yavaşça koltuğa doğru ilerledim ilk başta oturmak istemeyeceğim kadar pis gözüken koltuk ayakta durmaktan daha iyiydi.Oturup yaşadıklarımı düşünürken istemsizce birbiri arkasına iki göz yaşı kucağıma düştü,beni asıl kaygılandıran şey bundan sonra ne yapabileceğimdi.Ağlamam kuvetlenirken peçetem olmayışına küfür ettim,burnumu çekerken ise yanımda bir ışık yandı.Bir çakmağın ışığı yavaşça sigaraya yaklaşırken onu tutan parmaklara baktım,korkmuştum,ben ağlarken yanımda biri vardı ve ben bunu farketmemiştim.Önüme dönüp burnumu çekerken onun sesini duydum...