İp atlarken geldi baba bildiğim amcam yanıma. Örgülü saçlarımın üstüne kırmızı bir yemeni attı. Gözleri yaşlıydı. Onu hiç gözleri yaşlı görmemiştim. İç yeleğinin cebine elini attı ve altın köstekli saatini çıkarıp, avuçlarıma bıraktı. Bunu bana, evime döneceğimde vereceğini söylemişti. "Artık gitme vakti kızım." dedi amcam. "Nereye?" diye sordum. "Eve mi? Ama daha erken amca. Arkadaşlarıma söz vermiştim." Amcamın güçlü yüzü daha da soldu. Sakallarını kardı ve sarığını düzeltti. Canı bir şeye sıkılmış gibiydi. Onu teselli etmek istedim. Elimi uzattım ama o, geri çekildi. "Artık oynamayacaksın kızım. Artık benim evimi de, evin bilmeyeceksin. Kocan olacak. Onun evini çekip çevirecek, ona kadın olacaksın." Kadın olmak? Ama kadın anne bildiğim yengeme denirdi. Kadın, kocaman bedenlere denirdi. Kadın kocası olan kişilere denirdi. "Seni everdim Zelal." dedi amcam çatallı sesiyle. "Bugün nikahını kıyacağız. Kocan ve kayınbaban seni bekliyor." Evlenmek... Bu mümkün müydü? Ben daha 14 yaşındaydım. Ve bir adamın, karısı olacaktım. Bilmediğim ama çok sonra öğreneceğim bir gerçek de vardı. Bu, benim ilk evliliğim olmayacaktı. ... Yaşanmış bir hayattan esinlenerek yazılan bu hikayede isimler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Bu, bir çocukgelin hikayesidir.
8 parts