Serinin ilk kitabı
Alıntı...
"Neden gergin olduğumu bilmek ister misin?"
Beli belirsiz kafamı salladım. Bu tutarsız halleri beni deli ediyor, daha yeni öfkeden çıldıran o değilmiş gibi şimdi sakince suratıma bakıyordu.
"Beni sinirden deliye çeviren sensin."
Elini kaldırıp omuzlarıma düşen saçlarımı arkaya doğru attı.
Parmak uçları çenemden omzuma inerken kırılacak bir şey tutuyor gibi davranıyordu.
Parmakları belli belirsiz tenimde gezerken bu naif dokunuşların ona ait olduğuna bir türlü inanamıyordum.
Elinin tersini elbisemin açıkta bıraktığı gerdanımda gezinirken gözleri ilk defa karşılaştı gözlerimle.
Her zaman ki gibi karanlıktı bakışları.
"Gözlerimdeki öfkenin tek sahibi sadece sensin."
Dokunuşları ve söyledikleri öylesine zıttı ki birbirine. Hangisi gerçekti bir türlü karar veremiyordum.
Bu dokunuşların sahibi mi?
Yoksa gözlerindeki karanlığın esiri mi?
Boynumda nazikçe gezinen parmakları anlık bir haraketle yüzüme deyince, sertçe çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladı.
Çenemi öylesine sıkıyordu ki parmakları adeta etime saplanmıştı.
Gözlerindeki karanlınlığın esiri olurken, artık kendimi sakinleştirebileceğim nazik dokunuşları da yok olmuştu.
Gözlerinde ki geceyi kıskanıdıran karanlık büyüdü, büyüdü, büyüdü...
Beni de içine çeken koca bir girdap oluştu bakışlarında.
Ve her nefes alışımda biraz daha içine çekiyordu beni. Direnmeye çalıştıkça bu karanlığa daha da saplalıyordum.
Biliyorum ne kadar çırpınsamda ondan kurtulamayacaktım.
Gözlerimi kapatıp olacakları beklemeye başladım. Bana yapabileceklerini düşünerek.
"Seni şu an burada öldürebilirim. Beni durduran tek şey yine sensin..."
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.