Bilim kurgu #46 Bilim kurgu #72 KURGUMA GÜVENİYORUM, ŞANS VERMEYE NE DERSİN? Özgür olmak yolunda attığım adımlar, önüme engel olarak çıkmaya devam ediyordu. Kafamı kaldırıp etraftaki uğultulu melodiyi dinledim. Ruhumun derinliklerinde bir ses buradan çıkmam gerektiğini, buraya ait olmadığımı haykırıyordu. İnatla o sesi bastırmaya devam ettiğimi biliyorum. Bu küçük atölye benim için yeterli değildi ve hiçbir zaman olmamıştı. Kendi çapında şirin, ufak ve güzel bir yapıya sahipti fakat benim hayalimi gerçekleştirmeye yetmiyordu. Gizliden yönetmek yerine, onları kurtarmayı, onlar için fevkalade bir yönetici olmayi dilerdim. Tabiki imkansızdı. Eğer sizde 3000'lerde yaşasaydınız, sınıflar arası geçişin yasak olduğunu anlardınız. Evet doğru. Kast sistemi bizim sonumuzdu. Hiç bir hakkı bulunmayan işçilerin tek çıkar ve kaçış yolu ölümdü. Bu monotonluk insanı öldürüyor içten içe katlediyordu ve elbet ki delirtiyordu. Ve bir gün başıma bir şey geldi.İlk başlarda lanet gibi gördüğüm şey aslında bir umut taneciğiydi. Bu kazanın başıma gelen en güzel şey olduğunu tahmin edemezdim . İçimdeki ayaklanmış ses beynimi ele geçirdi. Asi kişiliğim benliğimi harekete geçirdi. Ben karanlığın umuduyla beslenmiş insanım! Ben davam uğrunda kanımı da ruhumu da akıtacak insanım! Ben yaşamın bana sıktığı kurşunu tutup onlara gönderecek insanım! VE BEN NAM-I DEĞER NEMESİS NAMIMIN ANLATTIĞI GİBİ KADERDEN İNTİKAM ALACAK İNSANIM!
4 parts