Mısra Öztürk Her zaman geldiğim uçurumun kenarına bu sefer başka bir derdim için gelmiştim.16 yıl boyunca yanımda olan babam artık yanımda olamayacaktı,babamın vefadı aklımdan hiç çıkmadığı halde beynimin bana oynadığı oyunla babamla hatıralarımız gözümün önüne geldi,hıçkırıklarım ıssız uçurumda yankılanmıştı derdime ortak olan bu uçuruma beni ilk kez babam getirmişti uçurum denizin biraz ilerisindeydi ve yıldızlar tüm ihtişamıyla bana göz kırpıyordu o anda yanımda bir kıpırtı hissettim gece vakti buraya kim gelirdi ki göz ucuyla sağıma baktığımda gözümden akan yaşlar nedeniyle etrafı bulanık görüyordum bana doğru uzatılan mendili alıp gözlerimden akan yaşları sildim karşımda aşağı yukarı benim yaşlarımda bir çocuk duruyordu çocuğu umursamadn denizi izlemeye başlamıştım ki çocuk yanıma oturdu başımı gök yüzüne çevirdiğimde adeta büyülenmiş gibiydim yıldızlar teker teker intihar ederken yüzümde minik bir tebessümle meteor yağmurunu izledim babamın son kez bana veda ettiğine inanıyordum yada sadece beynimi kandırmak istemiştim yanımda varlığını unuttuğum çocuk fısıltıyla "Dilek tut" dediğinde aklımda tek bir şey vardı "Lütfen bunlar kötü bir kabus olsun."