Aşk mıydı bu? Taşları yerli yerine otutturamıyordu ne yapsa...
Daha şekillenmemişti anlaşılan, esintilerin peşindeki duyguları..
Sevdiği tüm insanlar geliverdi gözünün önüne ;annesi, babası,kardeşleri... yare duyulan derin hissi, onlara duyduğu sevgiye benzetemedi yine de... Sonunda sevgiliyi ayrı bir yere otutturdu gönül dünyasında...
Hayattan herzaman mutluluk, gülücükler ,sevgi istemezdi . Sadece gülmesi ne zaman sona erecek korkusundan sıkılmıştı artık.
Hayat bazen elindekileri değil,
İçindekileri bile alır senden ,
Ve ait olmadığını hissettiğin mekanları,
İnsanları çekmek zorunda bırakır seni...
Çekip gitmek ,
Bırakıp gitmek istersin ,
Ama öyle düğümlenmiş ve kalındır ki bağların ...
"Mecburiyet" der ,
"Hayat şartları" der çekersin...
Ve vazgeçtiklerin arasına ,
Önce kendini eklersin...
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)