Onların ki olmamalı gereken bir hikayeydi. Uzaklaşması gerekirdi, kaderin onlardan. Av ve avcı aşık olmazdı ki. Olmamalıy dı. Fakat, kader bir farklılık yapmıştı bu sefer, kendini avcı sanan, av. Avsa avcıydı. Bunlardan, onların haberi olacakmıy dı? Bir depo gibi yere geldik. "Biliyor musun? Ben yetimhanedeyken, hiç kimse gelip beni kontrol etmedi. Akrabalardan bahsediyorum. Ama.... Şirketin hissesine sahip olduğumdan beri telefonlarım durmuyor." bunları ağlayarak söylemiştim. "Ve ben ordayken, yani yetimhadeyken bir kadın vardı. Her hafta sonu yanıma gelirdi. Maddi durumu iyi olmadığı için beni ona vermediler. Ve intihar ettiğini öğrendim. İlk gittiğim yetimhanenin müdürü, beni zorla kullanmaya çalıştı. Lise birdeyken, bana zorla uyuşturucu içirdiler. Ailem yok diye, resmen kullanıp atıldım hep. Biri benimle arkadaş olmak istese, dünyanın en mutlu insanı olurdum. Ece gelene kadar arkadaşım yoktu. O gelince de ona her şeyi anlatamazdım. Ben bir sokak lambasıyla konuştum hep. Çünkü beni buna mecbur bıraktılar. Ben çoktan öldüm aslında. Ölülerden tek farkım, onlar hakkettiği yerde. Bense dünyadayım." dedim. Çoğunu ağlayarak söylemiştim. "Bunları neden bana anlatıyorsun?"dedi. "İleri de, beni suçlama diye."