Doğamız gereği her an içimizi işgal eden, gözlerimizi kör eden bazı duygulara sahibiz. Üzüntü gibi mesela, veya acı. Her şeyden önce bir yudum umut, korku. Bu duygulardır bizi ayakta tutup çevremizi tanımamızı, benimsememizi sağlayan. Bu duygular olmazsa eğer, ruhumuz tam olarak ruh olamaz. İyi veya kötü olan bu duyguları yaşamak monotonluktan kurtulmak, yeniden doğmaktır. Ne olursa olsun bizim bu duygulara ihtiyacımız var. Kısacası bizler, yaşamak için mecbur, bu duygulara mahkûmuz.