KOR PARÇAM: HUZUR
  • LETTURE 66
  • Voti 7
  • Parti 5
  • LETTURE 66
  • Voti 7
  • Parti 5
In corso, pubblicata il apr 10, 2017
Başımı duvara yaslayarak yavaşça aşağı doğru kaydım. Gözlerim yanıyordu ağlamaktan. Kendimi berbat hissediyordum. Nasıl hissetmem? Yaptığım onlarca hata tek tek yüzüme bir tokat gibi çarpıyordu. Nasıl hissetmem? Tüm zinalarım tek tek gözlerimin önüne geliyordu. Ben nasıl böyle bir hataya düşmüşüm? Rabb'im her an her saniye beni uyarırken nasıl halen ona dönememişim? Bu kadar kalın kafalı olduğum için kendimden utanıyordum. Evet, ben tam bir kalın kafalıydım. 

Duvardan destek alarak ayağa kalktım hızla. Belki hala şansım vardı. Neden olmasındı ki? Zümra dememiş miydi "O çok merhametlidir. Affedecektir seni."  diye. Beni de affederdi belki. O'na ihtiyacım vardı. Artık onsuz yaşayamazdım. O benim nefesimdi artık. Yaşama sebebimdi. Öyle de olmalıydı zaten. Geç kalmadan bir an önce gitmeliydim. 

Eve çabucak gidebilmek için koşmaya başladım. Nefesim yetmiyordu sanki ama olsundu, değerdi. Yüzümde nedenini bilmediğim bir sırıtışla koşarken birden bire sert bir şekilde kenara savruldum. Hayır,  hayır bu kadar yaklaşmışken hayıır!




Melek'in O'nu arama yolundaki çabalarını anlatan bir roman. Bilmiyorum, belki tam da size hitap edebilecek bir kitap! O'nu ararken istemsizce, karşı koyabilecek mi Yiğit'e?

Allah'a emanetsiniz...☺☺☺
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere KOR PARÇAM: HUZUR alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
or
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
HEMSÂYE (TAMAMLANDI) di Katibe-i_Nur
50 parti Completa
Suikasti yapacağı yer üst kıdemde bir askeri karargahtı ve orası en iyi eğitilmiş askerleri barındırıyordu. Ve araştırdıklarına göre General'in kızı Âmine'yi parmak izi almadan içeri alıyorlardı. Çarşaf ve maskeyle kendini kamufle edebilirdi genç kadın. Askeriyede Âmine'yi daha önce görmüşlerdi. İki santimlik bir boy farkı dahi olsa bunu fark ederlerdi. Âmine ondan 5 cm daha uzundu ve bu yüzden boyu ona yakın olsun diye altı dolgu topuklu spor ayakkabı giymişti. Üzerinde ki çarşaf bol olduğu için ondan daha zayıf olduğu belli olmuyordu. Mavi gözlerine Âmine'nin bal rengi gözlerini lensle taklid edince herşey tamamdı. Bilerek onu seçmişlerdi. Bir karargâha girip oranın en yetkili General'ini öldürmek ancak onun altından kalkabileceği bir görevdi. Ve bunu başaracaktı! Bugün örgütlerinin kabusu General Hamid Aladağ ölecekti! Üstelik bunu öz kızı Âmine Aladağ yapacaktı. En azından herkes böyle bilecekti... 🗝️ Burası Hemsâye Adası'ydı. Dört tarafı denizle kaplı, içi huzur dolu bir kara parçası. Sanki burası dünya da temiz kalmış tek yerdi. Hâlâ insanlar düşenin üzerine basıp geçmek yerine birbirleriyle yardımlaşırdı, hoşgörü vardı mesela hangi dine, ırka, yahut giyimde olduğuna karışmıyorlardı burda insanlar. Birlikte huzur içinde yaşayıp gidiyorlardı. Aylardan Temmuz'du. Hemsâye'nin çiçek açtığı en göz kamaştırıcı zamanlarındanlardı. Çiçekler takmış bir gelini andırıyordu Huzurun Adası. Rengarenk eski usül boyanmış evlerin balkonlarına tırmanıyordu Begonvil çiçekleri. Yanından yürüdüğü ahşap konağın duvarlarını saran asmanın yapraklarını toplayıp hasır sepetine biriktiriyordu bir genç kız. Şimdi bu nadir kalmış temiz beldeye kendi karalarını çalmaya planlıyordu kara ruhlar. Elbette ki onlara set vuracak kahramanlar mevcuttu. İşte serüven böyle başlayacaktı.
SINIR |Tamamlandı| di __Katre__
75 parti Completa
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
Kumru cover
GÜMÂN (FİNAL)   cover
Sahur Vakti / Yarı Texting cover
HEMSÂYE (TAMAMLANDI) cover
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿  cover
BEDEL cover
İmam Sorunsalı | Texting ✓ cover
Kurye | Texting ✓ cover
AFİTAP cover
SINIR |Tamamlandı| cover

Kumru

29 parti In corso

"Kimsin be adam? Ömrümde görmedim böylesi saldırı. Okuduğum kitaba, içtiğim çaya, attığım adıma yahu tuttuğum kaleme ne diye hücum edersin? İnsaf et şu garibe, çıkma yoluma. Bırak düşüncelerimi, bırak şu çırpınan biçare yüreğimi. Düşmanın bile merhameti olur, saldırma daha fazla." Kumru'nun hikayesidir.