Sokak lambasının orda dikiliyordu.Bense kapının ucunda ona bakıyordum.Pusat...İlk o randevuya gitmeseydim şimdi bu durumda olmıcaktık.nasıl bir durum mu? Seviyorsun ama kavuşamıyorsun,aşıksın ama söyleyemiyorsun,farklı hayatlar,farklı kişilikler... Biz birbirimizi ne kadar çok sevsekte önümüze hep bir engel çıkıyor.Pusat ise bu engelleri yıkmak için kullandığı siniri bana sunarak bizi bitirdi.Sadece aramızdaki bağ kaldı. Gözlerinin mavisi ile benim mavim karanlığın tam ortasında çarpıştı.Yavaş adımlarla yanıma ulaştı.Korkuyordum.Peki neyden? Ondan mı? Sanmıyorum.O benim güvenimdi,sığınağımdı.İnsan sığınağından hiç korkar mıydı? Bakışlarım ayaklarımıdaki tezata kaydı.Onun büyük bot giymiş ayakları,benim kırmızı conversli küçük ayaklarımın tam dibinde.Gözlerimi kaldırdım ve gözlerine baktım.Mavilerimiz buluştuğunda içim sıcacık oldu.Sessizce sordum; "Niye geldin?" Saçlarım da hissettiğim sıcaklıkla bilikte gözlerimi yumdum.Konuşmaya başladı.Onun sesi herkese sert ve soğuk gelirken bana neden şevkatli ve sevgi dolu geliyordu bilmiyorum,belkide böyle duymak istediğimdendir.Soru sorar gibi konuştu. "Güzelim? "hm?" Kaşlarını derince çattı.Nolmuştu birden? "Dudağındaki yara..." sesi hem canı yanar gibi hemde özür diler gibi çıkıyordu.Sessiz kaldım ne diyebilirdim ki? Evet şu senin yaptığın yara diyemiyeceğime göre.Sadece sustum.Beni hem şaşırtıcak hemde mutlu edecek olan konuşmasına devam etti.Ve ben nefes almayı unuttum. "Seninleyim Loya." kalp atışlarım hızlandı.Artık gözlerinin en derinine bakıyordum.Onun mavileri benim mavilerimden her zaman daha soğuktu ama bana hep sıcacık geliyordu.Heyecandan nefesimi kesen konuşmasına devam etti. "Senin yanındayım.Gökyüzü gibi özgür,gökyüzü gibi mavi."All Rights Reserved
1 part