Uyandın.
Öyle bir uyanıştı ki bu,sadece uyandığını biliyordun.
Tekrar gözlerini kapattığında karşılaştığın karanlığın arasında umuda bağlanmış bir ışık görmeyi diledin.
Yoktu.
Gözlerini açtın.
Kaybetmiştin.
Geçmişini kaybetmiştin sen,anılarını, hatta belki duygularını.
Kafanda yaşadığın anıların uğultusu vardı,ne kadar anlamak için çırpınsan da onlar sadece uğultuydu.
Seslendin,çığlıklar attın hatta, neredeyim ben,kimsiniz siz?
Ama bunu,gözlerinin donukluğu arkasına sakladın yabancı gözlere karşı.
Çünkü,zaten sen kendini de unutmuştun.
Bir rüzgarın tiz sesi arasında bir ses fısıldaması karıştı kulaklarına.
"Öyle bir son ile karşılaştın ki,başlangıca dönmek zorunda kaldın. "
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024