Karanlığın Rengi (Tamamlandı)
  • Reads 37,919
  • Votes 282
  • Parts 1
  • Reads 37,919
  • Votes 282
  • Parts 1
Complete, First published Apr 19, 2017
Başlangıç tarihi: 20 Nisan 2017

Bitiş tarihi: 18 Ekim 2019


Göktuğ Karaalp... Geçmişinin intikamı için geleceğiyle kumar oynadı. O oyunun içinde onu ayakta tutan iki şey  vardı: Ailesinin intikamı ve hayatının gökkuşağı.
Renk Aydoğdu...  Göktuğ'un karanlığına gökkuşağını getiren kadındı o... Ama kendi hayatı hep siyaha mahkum olmuştu.

......&&&&&&......

"Savaş her şeyin babası ve her şeyin kralıdır; kimini tanrı, kimini insan, kimini köle, kimini özgür kılar." Demiş Herakleitos. Ben bu savaşın sonunda ruhumu özgür kılacağım. Beni karanlığa tutsak eden o insanlarsa savaş denen o kralın yeni köleleri olacak!
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Karanlığın Rengi (Tamamlandı) to your library and receive updates
or
#15renk
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
KÖR TALİH by mujdeaklanoglu
4 parts Complete
O, ASLA AŞKA İNANMAZ VE ARKASINI KİMSEYE DÖNMEZ... Kör bir adam! Elim bir olayda, tam en deli çağlarında gözleriyle beraber ailesini kaybetmiş... Nazik ama uysal değil; dediğim dedik, kontrol manyağı, aşktan dili yanmış, arkasından iş çevirenlerden sıkılmış, çevresinden bıkmış ve taze bir nefes arayışında. Onu da karşısına Talih çıkardı! O, KALBİNİN KIRILMASINA ASLA MÜSAADE ETMEZ... Kendini güzel görmeyen dünya güzeli bir kız: Dilbaz, inatçı, masum aynı anda öfkeli... O kadar fevri ki, Arda'yla tanışmasının sebebi de bu oldu. Hazal, gururlu olduğu kadar cesur ve zeki bir kızdır. Ailesinin aşırı ilgisinden ve sürekli evde pineklemekten sıkıldığından, bir proje üstünde çalışmaya başlar ve tam teslim zamanı geldiğinde hastalanır. Projesini arkadaşının teslim etmesine karar verdiğinde ise hayatının en büyük hatasını yapmıştır. Ve tüm hayalleri suya düşer. Ta ki bu öfke nöbetinde, sahilde bağıra çağıra oturduğu banktaki Kör Adamı sapık sanarak polise şikâyet edene kadar. O Kör bir adamdı... Hazal'ın deyimiyle: "Görmeyen gözlerin gören sahibi!" Hazal Arda'nın isteklerine ve yol gösterimine uyum sağlarken, onun kadim dostluğundan ve üzerine titremesinden haz almaya başlar. Onu gibi ulaşılmaz, yakışıklı bir CEO'nun yanında eğitim görmek en büyük şanstır... Yaşadığı tüm zorluklara rağmen onun dostluğu şahane bir hediyedir... Ta ki yaptığı mini minnacık bir sakarlıkla, her şeyi tepetaklak edip, adamın dikkatini çekene kadar! Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Ruhyan|Yaralı Adamlar Serisi-2 cover
Küçük Bir Aşk Masalı cover
SAKA VE SANRI cover
KÖR TALİH cover
GÖLGE - VADE cover
Uçarı Aşk (THB-2) cover
HUZURUN SESİ cover
VAV cover
BUZ DAĞI (Gay) cover

GECENİN İZİ

33 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....