Zamanın durduğu anı çok iyi bilirim ben,başıma neler geleceğini,ne girdaplar oluşup içine düşeceğimi,soğuk havalarda neden sıcakladığımı ya da sıcak bir havada soğuktan titrediğimi..Bütün bunları ve bir çok şeyi ezberledim ben.Geceleri terden sırılsıklam olmuş bir şekilde uyandığımda aslında hepsinin sadece hep gördüğüm bir kâbus olduğunu bilirim mesela.Ama inanmak istemiyorsun rüyadayken gerçek sanıyorsun,öyle olmadığını bile bile.. Hayatımın zamanı aslında hiç durmamıştı hep durmasını istediğimde beni kandırırmışçasına yavaşlamıştı,başıma belki şu ana dek çok şey gelmemişti ama hep geleceğine dair birşeyler hissediyordum işte;hisslerim oldukça kuvvetlidir.Girdaplar oluştu ama ben hariç herkesi çekti içine sanki hayat yalnız kalmamı istiyordu belki de öyle daha da çabuk düşerdim dizlerimin üstüne.Güçlüydüm;beni devirmesi uzun sürecekti.Soğuk havada terlerdim ben.Sıcak bir havada ise titrerdim soğuk yapıyormuşçasına.Ama bir sorun vardı çocukluğumda hep bu gördüklerimin rüya olmamasını diler,bunları yaşamanın hissini merak ederdim. Fark ettim de merak edilecek yanı yokmuş. Beni bu durumdan kurtarabilecek hayatımda tanımadığım ve bana yabancı olan biri.Öyle olsun istiyordum 18 yaşıma kadar tanıdıklarım çabalayıp çabalayıp benden uzaklaşmıştılar ve bana bir yabancıdan daha da yabancıydılar artık.Git gide gözden kayboluyordular ve ben yalnız kalıyordum.Yalnız kalmaktan nefret etsemde;hayat bana bu duyguyu günden güne aşılamaya devam ediyordu,ilk aşımı daha 6 yaşımdayken olmuştum. Hayatın bana vurduğu o aşı. Canımı hiç yakmadı diye düşündüğüm fakat acısı zehri vücüduma yayıldığında anlaşılan o aşı. Mutsuzluğu,hastalıkları ve kimsesiz kalınan o günleri peşine takmış olan o aşı. Kâbusum olan o aşı. Tüm bunlara rağmen bana kurtulamayacağım şeyleri kazandıran o aşı...