***
Ay bulutların arasından ıssız sokağa döküldü.
Kendi zihninin içinde kapana kısılmıştı. Kaçmaktan korkanları kovalarken, korkuyla kaçıyordu. Mesele kovalamak değildi. Mesele kovaladığını yakalayabilmekti. Avına yaklaşan bir aslan gibiydi; cesur ve planlı. Hayatını alt üst etmek üzere olduğunu bilseydi yine de bu adamın peşine düşer miydi? Neydi asıl olan? İntikam mı, yoksa intikamdan duyduğu o haz mı?
Bekledi. Adamın aldığı nefesler ona pes ettiğinde bile hala peşinden gidebileceği bir amaç veriyordu.
Ölüm.
Öldürmeli ve içindeki nefretten kurtulmalıydı.
Avının köşeyi dönmesini bekledi. Yakasını yukarı doğru çekti ve adama doğru ufak, temkinli adımlar atamaya başladı. Zaman onun için akmayı durdurmuştu sanki. Düşünceleri, gaddarlıkla boğuyordu hislerini. İçinde kalan son duygu kırıntıları, ölümün eşiğinde kalmıştı.
Zamanda asılı kaldı.
Dünya durdu.
Ay tepesinden çekildi ve ölüm, tüm benliğini sardı.
***