"Senden nefret ediyorum. Beni aptal yerine koyduğun için. Sana sınırsızca güvenmemi sağladığın için. Ama en çokta gerçekten senin evlenmek istediğim için."
Ellerim gelinliğimin üzerinde yumruk olurken onun hayalkırıklığıyla parlayan gözlerine daha fazla bakamadım.
Başımı çevirdiğim sırada bana yakınlaşan adımlarını duysamda bakamadım ona. Ta ki önümde durup defterimi görmem için yukarı kaldırasıya kadar.
O defterki benim Asafın kalbine ulaşmamın anahtarı,
hayallerimin bir bir gerçek olduğununun kanıtıydı.
Şimdiyse sevdiğim adamın ellerinde ölüm fermanımdı.
"Asaf,"
Dişlerini sıkmış gözleri dolmuştu. Onu bu hale getirenin ben olduğumu kabulenemiyordum.
Ona yaklaşıp son cesaret kırıntılarımla ellimi yanağına koydum. Gözlerini kapatığında düşen tek damla yaş parmaklarımın arasında kayıp gitti.
"Seni seviyorum. Çok seviyorum..herşeyi seninle olabilmek için yaptım senin olabilmek için."
Asaf alayla gülümseyip yanağında duran elimi tutup beni kendisine dahada yaklaştırdı.
"Aşık oldum ben, Rüya. Deli gibi hemde, hiç olmadığım olabileceğimi hiç düşünmediğim bir halde." Deyip ellerimi bıraktı aniden.
"Aynı şeyleri düşündüğüm, saatlerce konuşsa asla sıkılmayacağım, aklımdan geçeni bilirmişçesine gözlerimin içine bakan kadına aşık oldum ben."
"Benim... hala benim o Asaf lütfen."
"Değilsin. Sen hastasın. Kaderini kontrol almaya calışan bunun için her saçmalığı göze almış bir hasta."
Mahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne dersiniz?
Uyarı: Bu kurgu tamamen bana aittir! Cinsellik, şiddet ve bağımsız öğeler içermektedir! Reşit olmayanların okumasını tavsiye etmiyorum.