Kül Pembesi

Babasının acımasız baskılarına maruz kalırken, kötü kitapların sonuna akan gözyaşı gibiydi. Babalar kız çocuklarına sevgi katarken, onun babasının kendisine nefret işleyişine maruz kalmıştı.

Onu kurtarabilecek sadece kendisiydi. Kendisini yiyip bitirerek, söyleyemediği yalanlara balıklama atlayarak, içinde tuttuğu duygularda boğularak.

O Selin Uzun'du.

Bedeni satılmış, hatta ruhunu bile satın almak isteyecek bir adam çıkacaktı karşısına.

Hissettiklerinin çoğu tarifsiz aşkla sıvanırken, ona her temasında yıkılan duvarlarını örmekle meşguldü.

Ruhunu gökyüzünün merhametine bırakmış kadın, ve her defasında aynı yerden kanatan adamın birbirlerinin nefretini bile sevecek kadar bir hisle dövünürken; bu yaptıklarının neye gebe kalacağı muammaydı.

''Bulutların arasında kendime yer edinemeyecek kadar kırılmıştım. Kırılan yerlerimden öpecek adamın kollarında, ölüme gitmeye de razı olacaktım.''