Dün gece eve geldiğinde yine kapıda karşıladım. Dedim ya, babamı severim. O da beni sever. Heyecanla bana bir çanta uzattı. Ne olduğunu anlayamadım. Meraklı gözlerle fermuarı açtığımda, içinden kocaman objektifi olan güzel bir dijital fotoğraf makinası çıktı. Sene ikibinlerin başı ve bu makinalardan çok az insanda vardı. Önce birinden kumar borcu olarak aldığını düşündüm. Fakat sonra arabada bir turistin unuttuğunu öğrendim. O dönem kimsede dijital fotoğraf makinası yoktu ama bende vardı işte!. Lise mezunu bir işsiz olarak bolca zamanım ve elimde şahane bir canon duruyordu. O çok sevdiğim ajan filmlerindeki gibi, gün boyunca farkettirmeden sokaktaki insanları çekerek, haklarında tahminler yürütmekten ölesiye zevk alıyordum. Artık uzaktan çektiğim insanları gerçekten tanımak, kim olduklarını da bilmek istiyordum. Tahminlerimi yazdığım defterim gerçek bilgilerle dolmalıydı ve çektiğim herkesi gerekirse takip edip bu bilgilere ulaşmalıydım. Makinam ve sonsuz boş zamanı olan ben bu maceraya hazırım!
3 parts