Bazı geceler vardır, uyuyamazsın. Ama uyanıkta değildir zihnin... Yorgunluğun hissini acımasızca çekersin, yatağında dolanıp durursun. Düşünceler beynini tırmalar... Kurtulmak istersin ama kurtulamazsın. Başın döner, ellerin titrer ama bir şey yapamazsın... Çünkü; o öyle bir illettir ki seni karanlığa mahkum eder. Bağırmak istersin ansızın fakat dilinde anlamsızca bir sessizlik olur, hissetmezsin dudaklarını, unutursun cümlelerini, konuşamazsın... Ve anlarsın ki tüm beyazlar masum değildir aslında. Önceden seni kendine getiren temiz havalar, şimdi ise nefes alamamana sebep olur. Bir gün geçecek dersin, geçmeyeceğini bile bile. Boş boş bakarsın etrafına çünkü artık hissizleşmiştir her şey...
Neden bir insana anlamalı gelen her şey aniden anlamını yitirip boş bir kafes haline gelir...
İlla ki kendini göstermeli mi insan. Körler mi harbiden bu kadar... Göremiyorlar mı? Anlatmam mı gerekiyor acılarımı? Neden biraz anlamaya çalışmıyorlar ki?
- ASİ HAZAR KARADUMAN -
Senin canını öyle yakmışlar ki Asi' m cehennemdeki ateşler bile kül olmaya yüz tutmuş...
- MESİH ŞAH SOYDAN -
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.