Kalem can buldu. Kan zehir oldu.
Zehir aktı kağıda kalem ile; dün kıpırdandı, bugün ayağa kalktı, yarınlar esas duruşa geçti.
Ortaya bir bekleyiş serildi.
Yarınlarda o vardı.
Umudu olan o kız vardı.
Bir kez daha aktı zehir kağıda. Rüzgarlar esti, kanlar aktı, hayat karardı.
Her şey son buldu. Her şey siyaha büründü.
Katran oldu zehir.
Zehir bitti, katran bitti, kağıt doldu.
Sonra yandı kağıt. Külleri etrafa saçıldı.
O kız öldü!
Külleri bir adama savruldu; adam kalktı ayağa, can buldu kızın yanan katranıyla.
Külleri silkeledi adam üzerinden.
Doğurdu kızı tekrar yanık katran, artık kadın olarak.
Yeni başladı o an her şey; daha tehlikeli, daha asi, daha karanlık.
Hayat çarkı döndü.
Karanlık dünyayı aydınlatan, kadının karanlığa bürünen aydınlığı oldu. Adam o aydınlıkta tekrar can buldu.
''Sen benim yeniden varoluşumsun, Anka.''
En son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi.
Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi.
Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar.
Bence evlenmelilerdi!
Ama yazarın planlarının bambaşka olacağını nereden bilebilirdim.
Alden'i öldürdü ve Juliet'i ise onu haketmeyen birisiyle evlendirdi.
Benim ise çaresizlikle yaptığım tek bir şey vardı.
Her gün Tanrı'ya, okuduğum romana girmek gibi saçma bir dua ederken bunun gerçekleşeceğini bilmiyordum.
Tanrı imkansız gözüken dualarımı duymaktan bıktığı için beni istediğim evrene gönderdi.
Melek Hanım'ın da yardımıyla okuduğum kitabın evrenindeydim.
Şimdi ise yapmam gereken tek şey Alden'in Juliet'i tavlamasına yardımcı olmak!
Ama bunları planlarken hesaba katmadığım tek bir şey vardı.
O da Alden'in bana aşık olmaya başlamasıydı.