"Ne istiyorsun benden Sima, ne?! Niye peşimden geliyorsun?! Niye beni daha çok yaralıyorsun?! Ya görmüyor musun?! Senin yüzünden ben bittim! Artık yaşayamıyorum! Bunu göremiyor musun?!" Durdum. Kısa bir süre nefes almak için durdum. Artık şu açık hava bile beni çok zorluyordu. Gözyaşlarım bana ihanet ederek birbiri ardına akarken nefes alışım daha zorlaştı fakat ben bunu umursamadım. Bugün bu konuyu kapatacaktım. Ne kadar acı olursa olsun onu kalbimden söküp atacaktım. "Amacın ne senin ya?! Önce benim yanımda başkası için ağlıyorsun, yetmiyor onun yüzünden bana bağırıyorsun, benimle eskisi gibi olmak istemediğini söylüyorsun! Sonra 'Sinan gitme, seni çok özledim' diyorsun! Ne yapmaya çalışıyorsun Sima?! Eğer amacın beni tamamen bitirmekse uğraşma! Ben zaten bittim! Sen beni o gece bitirdin!" Tekrar kısa bir süre duraksadım. Sima'ya doğru baktığımda gözlerinden yaşlar aktığını gördüm, fakat bunu umursamadım. Ben de çok ağlamıştım. Onun için kaç gece gözyaşı dökmüştüm. Ama kimse görmemişti. Artık bende başkalarını görmeyecektim. Bundan sonra sadece kendimi düşünecektim. Sima'ya bir adım yaklaştım. O da tüm dikkatini bana vermiş, gözlerini gözlerime dikmişti. Yanımda duran sağ elimi artık mecalim kalmamışcasına yavaşça kaldırarak kalbimin üzerine koydum ve konuşmaya devam ettim. "Şurası varya, ne yaparsan yap seni seçiyor! Evet acı çekiyor, bazı gerçeklerin farkına varıyor ama yine de seni seçiyor! Ve ben bunu değiştiremiyorum. Evet, haklısın! Belki seni unutamayacağım, kalbim sadece senin için atacak! Ama bu senin yanında olmayacak, anladın mı?! Ben bir kez daha kendime bunu yapmayacağım! Belki bir daha kimseyi sevemeyeceğim, ama yine de senin yanına gelip senden sevgi dilenmeyeceğim." 16. bölümden kesittir