Karşımda duran mor leylaklara baktım. Kokusu bütün salonu etksi altına almıştı. Rengi herkesi deliye çevirmişti. Eşsiz güzelliği gözlerimi kamaştırmıştı. Elime su şişesini aldım. Bir yandan aşık olduğum çiçeğe bakıyor, bir yandan da ona su veriyordum. "Onlara su verme, duymuyor musun? Yeter diye bağırıyorlar." dedi. Füsun Hanım. Burada ki en sevdiğim insandı. "Ah Füsun Hanım, her şeyin sesini işittiğiniz için size de deli diyorlar değil mi? Ama değilsiniz. Siz sadece... Fazla mükemmelsiniz." Gülümsedi. Yaklaşık 10 saniye boyunca gülümsedi. Ama bir anda yok oldu. Kaşları çatılmıştı, ortasında ki kırışıklar gölgelenmişti. Ve hızlı bir haraketle saksıyı yere fırlattı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kaşları yavaş yavaş dal şeklini almıştı, yine gülümsüyordu. "Ve bu dünya mükemmel hiç bir şeyi hak etmiyor."