Ay ışığı denizin yüzeyini yalarken bu güzelliğe tezat oluşturacak şekilde gelgit yapar, çağlayan bir pınar edasıyla coştururdu denizleri. Suyun kumlarda hırçın tepinişi, gündüz insanların yaptığı kaleleri alır yerle bir ederdi. Doğanın insandan üstünlüğünü gösteren en basit kanıt buydu belki de.
Doğa insandan üstündü üstün olmasına ama, insanlar tilkiden de kurnazdı. Doğadan yararlanarak yaptıkları onca şeyi, köpek dişlerinin sivriliği gibi sert bir şekilde geri püskürtürlerdi doğa anaya. Teşekkürleri buydu onların. Doğanın teşekkürü ise afetlerle olurdu. Acımasız yüzünü göstermek istemese de siniri çevresini bezemişse demek, yeri yerinden oynatırdı, denizi savururdu şehirlere, ateşi kordan ayırıp yer altından çıkarırdı; tozu dumana katardı ve intikamını acı alırdı.
İnsanların onca yaptıklarına karşın hepsini öldürmemesi milyonlarca kişinin arasından sıyrılan temiz yürekliler hatrınaydı belki de. O binlerce şans vermişken insanoğluna; genç bir kıza şans verilmemekteydi tam da o sıralarda. Onun labirenti hazırlanırken başına gelecekleri ne 1 gün öncesinde, ne de 1 dakika öncesinde biliyordu.
Ve işin en hazin kısmı şuydu; o kız bunları haketmiyordu.
Thanks for reading
Bu okuduğunuzun hikaye ana konusuyla bağlantısı ince olmakla birlikte, yakın zamanda burayı değiştirmeyi planlıyorum.
Uyarı: Bu hikayede az da olsa olağanüstü olaylar vardır. Fantastik kategorisine girebilir olsa da hem az olan olağanüstülük, hem de fantastik kurguda aşkı uygun görmeyen bir çok okuyucunun hatrına "Genç Kurgu" kategorisinde yer alıyordur.
Bunu göze alarak okumanızı öneririm.
Sevgilerle _vg
Asel sadece kuzenine mesaj atacaktı... Ama Fransa'nın en büyük mafyasına yazdığını fark ettiğinde artık çok geçti.
Aşk mı geliyor, yoksa bela mı?
Aksiyon #1 11.11.2025
Aşk #1 01.11.2025
Mafya #1 11.11.2025
Gerilim #1 27.11.2025