...Gözleri sonunda yüzümden ayrılıp ayakkabımın üzerine iniyor.Bir kaç adımda aramızdaki mesafeyi azaltıp tıpkı benim gibi eğiliyor.Çantasını kenara bırakıp elleriyle ellerimi itiyor ve düğümle uğraşmaya başlıyor.Başı önüne eğik olduğu için saçlarının kokusu burnuma doluşuyor.Ne kokusu olduğunu tam olarak kestiremiyorum.Ama beni sarhoş etmeye yetecek gibi.Saçlarının hafif nemli olduğunu fark ediyorum.Yeni duş almış olmalı.Ben de gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarma isteği uyandırsa da engel oluyorum kendime.Tek yapabildiğim şaşkınca onu izlemek.Yüz ifadesinden her zamanki gibi hiçbir şey anlamıyorum.Ayakkabımın üzerinden hissettiğim ellerinin baskısı bile vücudumda dalga yaratıyor.Oraya bakmıyorum ama diğer ayakkabıma geçtiğini hissediyorum.Sanırım çözüp tekrar bağlıyor.Allah'ım lütfen titremeyeyim.Aslında son zamanlarda hareketlerinde olan değişim beni düşünmeye sevk ediyor.Neden birden bire benimle muhatap olmaya başladı?Ne değişti? "Çok düşünüyorsun." diye mırıldanırken ayakkabımla işini bitiriyor. Tam olarak böyle söyleyip söylemediğinden emin değilim.Kaşlarım çatıldığında başını kaldırıyor ve ellerini ayakkabımdan çekiyor. İç çekerek"Çok karmaşık." diyor. Düşünceli bir şekilde yüzümü inceliyor.Nefesi yüzüme çarptığında kaşlarım gevşiyor.Hatta kasılan bütün kaslarım gevşiyor.Öyle ki düşmemek için zor tutuyorum kendimi. "Ne?" diye soruyorum mırıldanarak."Karmaşık olan ne?" Gözlerini kapatıp yeniden nefesini bırakıyor ve ayağa kalkıp geri çekiliyor. "Bağcıkların diyorum."diyor bu sefer yüzünü arkamda bir noktaya dikerek."Çok karmaşıktı.Yürürken önüne bak." Birden bire mesafeyi açması beni kendime getiriyor.O yürüyüp giderken bir süre zaman tanıyorum kendime.Gözlerim özenle bağlanmış bağcıklarıma kayıyor. Sanırım sonsuza kadar bu ayakkabıyla yaşayacağım..All Rights Reserved