"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde vazgeçmedim umutlarımdan içimde kıyametler kopsa da.. Ben baharıyım yarınlarımın,çiçek açarım her kışın ardından" (Nazım Hikmet) Her okuduğumda kendimi buluyordum bu mısralarda.Ne kadar kırılsamda, kuru bir yaprak gibi rüzgarın oyuncağı olup bilinmez sonlara doğru savrulsamda şairin dediği gibi hiçbir zaman vazgeçmemiştim yaşamaktan.. İçimdeki virane olmuş harabelerime kimseyi misafir etmemiştim yıllardır ne kadar çok yıkıldığımı kimseler görmesin,kimseler acımasın diye.Çünkü bu hayatta beni ben yapan şey kazandığım savaşlar değil kaybettiğim,acımasızca kaybetmeye zorlandığım savaşlardı. Ben Cansu.. Sevdiği adam tarafından nedensiz bir şekilde terkedilen ve hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam eden kadın.Ta ki bedenen kusurlu,ruhen kusursuz biriyle tanışıncaya kadar..