Vazgeç; teninden süzülen kan sana ait değil.
Karanlık parıldıyor, vazgeç; ruhundan dökülen gözyaşları yağmur damlaları değil.
Kapılar kapandı, oyun perdesi aralandı, vazgeç; sonsuzluğun uçurumundan yuvarlanan bedenler, mutlu ruhlar değil.
Senden bir parça nefret çaldılar, yerine sevgisizlik bıraktılar, vazgeç; oyunun sonu ölüm değil.
Kimsesizliğin ucunda tutuşturulan ateş sensin, vazgeç; yaktığın ruhların geri dönüşü yaşam değil.
Bu, Anka'nın Ölümü. Yaşamdan kopartılan canların son nefesi.
Oyun bittiğinde senden geriye hiçbir şey kalmayacak.
On yedi yaşında annesi canice öldürülen Hera Sezgin, yıllar sonra babası ile birlikte bir plan kurup annesinin intikamını alır. Bu cinayet bütün kayıtlara bir intihar olarak geçmiştir. Ve kimse bu ölümü sorgulamamıştır.
Ta ki, Hera'nın gizli bir operayon için tanıştığı Yüzbaşı bir şeylerden şüphelenene kadar...
Gerçekler aşka ne kadar engel olabilir?
Veya kararlı olduktan sonra gerçekler bile onu kararından döndüremez mi?
"Katil olduğunu bildiğin bir kadını, korkunç yüzünü bildiğin bir kadını gerçekten seviyor musun Oğuzalp?"
"Ben seni, her kişiliğinle, her kimliğinle, her halinle istiyorum Hera."
"Ben gerçek yüzünü bildiğim bu kadına aşığım."