Hafif esen bir rüzgârdı pamuk gibi teni okşayan...
Buna tezat kara bulutlardı ,gündüzü örtü gibi saran...
Buna rağmen!
İnce zarif parmaklardı gündüzün örtüsünü ,rüzgârın fisıltısını ,derin ezgisiyle sarsan.
Titrek ,yürek burkan bir fısıltıydı nağmeler kulaklarımda...
Ama....
"Amber!"
Titreye titreye göz kapakları ,sunmuştu kehribarları.
"Efendim."dedi cılız korku dolu genzi.
"Uyandın mı?"bal köpüğü gözler derin okyanusa dalarak ciğerlerine hava niyetine bol bol gam çekip ,
"Hayır !"dedi inlercesine.
"Uyanma vakti!"dedi.Hayatına neşter kadar keskin bir giriş yapan adam." Hayal kurmadan ,kendini yalanlarla kandırıp ,gerçeği yok sayıp düş masalına girmeden aç gözlerini." Sert ve içini alev alev yakan soluklar ensesine darbe darbe inerken, amberin dışıda içi gibi zelzeleye kapılmışçasına sarsılıyordu." Zira beni tanıdığın gün sen umut etmeyi de ,düş kurmayıda en derin çukuru kazıp içine atarak tamamen yok etin."
"Artık yeni hayatının başlangıcına aç gözlerini Amber!"