Bir vampir var ve bir de insan. VAMPİRİN adı ABHAY ve insanın adı CHRISTIANA.
Hırs, aşk,ego,tutku ve sır dolu hayatları bir gün kesişir. Bu durum hayatlarında bir dönüm noktasıdır çünkü artık mutlu olmak sanılandan daha zor olacaktır. Neden mi? Chris hırs, ego ve mantığı ile yaşar. Abhay ise hırs, ego,mantık,saplantı ve kan ile yaşar.
Chris çok zor zamanlar geçirmiş ve hayatı boyunca kimseye haddinden fazla sevgi beslememeyi ve güvenmemeyi öğrenmiştir.
Abhay doğuştan bir vampirdir ve çok güçlüdür. Hayatta kimseye taviz vermez ve insan kanı ile beslenir.
Bir gün kan emerken chris ormanda onu görür. Abhayı. Şok olduğu sırada Abhay da onu görür ve ışık hızıyla kırmızı gözleriyle yanında belirir.
Chrisin korkudan göğsü inip kalkar, hızlıca arkasında dönüp kaçarken bir anda ayağında hissettiği acı ile inler. Bileği burkulmuştur va bir vampir ona doğru gelmektedir. Gözlerinden bir damla yaş firar etmişti. Göğsü daha hızlı inip kalkarken Abhay üzerine çıkar ve dişlerini boynuna geçirir. Chris'in dudaklarından cılız bir çığlık çıkarken elini abhay'ın göğsünü ittirmek için ona uzatır ve Abhay büyük bir çığlık atar. Chris biraz kan kaybetmiştir ama hala iyidir.Abhay'ın neden çığlık attığını merak eder ve o sırada göğsündeki yanığı görür. Elindeki gümüş yüzük tenine temas etmiştir. Öyle bir bagiriyordur ki kulağı neredeyse sağır olacaktı. O sırada gözü birşeye takılır.
Olamaz uzakta dört tane kırmızı nokta patlıyordu ve önündeki vampir gibiydi. Başka vampirler mi?
Hadi chris tabana kuvvet...
Hikaye burda bitmez daha aşık olacaklar.😉
Kalbim deli gibi hızlanırken korkuyla geriye adımladım , kaçmalıydım bu çocuğu görmeye dayanamıyordum.
"Dur" göğsüm derin nefeslerim yüzünden inip kalkarken kafamı olumsuzca salladım. "Sakın kaçmaya kalkışma" demesiyle eğdiği kafasını yavaşça kaldırdı ve kızıl gözlerini bana sundu. Gözlerini görmemle dahada korkarken kafamı tekrar olumsuzca salladım kalbim deli gibi çarpıyordu ve soluklarım kulağımda yankılanıyordu. Arabamın kaportasından kalktığı an , dahada geriye adımladım ve üzerime bir adım atınca göğsüm dahada hızlı inip kalkmaya başladı. Kızıl gözleri göğüslerime kayınca dudağının kenarı yavaşça kıvrıldı ve gözleri tekrar gözlerime çıktı. Ağzındaki otu alıp serseri bir şekilde kenara sıktı ve adımları yavaşça üstüme gelmeye başladı kalbim göğsümü yarma pahasına atarken , geriye adımlamayı bıraktım ve arkamı dönüp koşmaya başladım. Asvalt yolda izimi kaybettiremeyeceğimi bildiğim için sık ağaçlı ormana daldım. Ağaçların arasından ay ışığının sayesinde görebildiğim kadar koşarken arada ayağım taşlara takılıyordu.
"Sana kaçma demiştim!"
✴✴✴
Ölüm kadar güzel , öldüren kadar kötü ve kızıl gibi kanlı...
Bu neyin hikayesiydi böyle...
●°•○°•●
Yazar : Hülya ÇÖRTÜK
Tüm hakları saklıdır