Uçurumun kenarında dururken kollarımı iki yana açmış rüzgarın tenimi okşamasına ve saçlarımın dalgalar halinde savurmasına izin veriyordum. Gözlerim kapalıyken dünyanın kulakları sağır edici sessizliğinin beni son kez bir nebze olsun rahatlatmasına izin verdim. Yada kendi karanlık iç dünyamın sessizliği...
Gözlerimi açtığımda sanki sonsuzmuş gibi görünen denize baktım. Benim hayatım boyunca huzuru bulduğum yer, hayatımı devam ettirmek için bana enerji veren tek yer, şimdi hayatıma son vermek için bana yardımcı olacaktı. Bakışlarımı biraz aşağı doğru çevirdiğimde aslında o kadar da yüksekte olmadığımın farkına vardım. Yükseklikten her zaman hoşlanırdım. Hayatı hep zirvede yaşayanlar diye bir tavir duymuştum. Bende hep yaşantım da zirvedeydim. En yüksekte... ama hayatta değildim. O yüzden birazdan yapacağımı kötü birşey olarak görmüyordum. Bu bir intihar sayılmazdı. İnsan zaten yaşamıyorken, hayatta değilken hayatına son veremezdi ki.
Gözlerimdeki aklımdakiler yüzünden dolan yaşları akıtmamakta kararlıydım. Göz yaşı insanın sırrıdır. Ve o sır herkesin yanında verilmez. Ben kendimi tanımazken bu sırrı kendimle paylaşamazdım.
Duyduğum bir söz vardı: insan doğar, büyür, yaşar ve ölürdü. Bense doğmuştum büyümüştüm ama yaşamamıştım. Yada yaşadığımı sanmıştım. Sanırım bu ölmekle eş değerdi...
Bu güne kadar intihar günah olduğu için yaşamıştım. Ama unuttuğum bir şey vardı. İntiharı düşünen birinin günahla işi yoktu.
Son kez gözlerimi kapatıp alabileceğim son ve en derin nefesimi aldım. Bu yapacağım beni bütün sıkıntılarımdan, bütün zorluklarımdan ve dertlerimden kurtaracaktı. Gözümü karartmıştım bir kere ve artık bunun geri dönüşü yoktu.
Nefesim hala ciğerlerimde dolaşırken ufak bir hareketle sonumu getirmiştim. Kendimi boşluğa bıraktığımda zihnimdeki so