Bir çığlık duyuyorum ruhumun hapsolduğu soğuk zindanlarda. İç gıcıklayan bir çığlığın ardında birileri sıvası akmış duvarlara tırnaklarını sürtüyor ve gözlerimi kapatıyorum. Dizlerimin üzerinde kendimi yavaşça pas kokan yere bıraktığımda zeminin soğuğu tüm hücrelerimde yankılanıyor. Bir Rüzgar esiyor ve nefes alamıyorum. Ellerim kulaklarıma gidiyor ve her an duyduğum ölüm çığlıkları her zerremi yerle bir ederken benliğime kazınan seslerden kurtulmaya çalışıyorum. Yazmak için bir damla mürekkebim bile yokken ben durmadan yazıyorum. Tırnaklarım yere temas ediyor esen Rüzgar'ın savurduğu yapraklar yüzüme çarpıyor ve kendi kanımı akıtarak tırnaklarımla bir yerleri kazıyorum. Akan kanım bir zift gibi tüm kişiliğimi esir alıyor ve ben siyaha bulanıyorum. Her köşem güz yaprakları gibi hüzne bulanırken tek umudum gelecek olan yaz olsa bile benim güzümün yazı yok. Asla gelmeyecek olanı beklesem bile acıya çeyrek kala ölümden çeyrek geçiyorum.
1 part