***
"Ten uçurumdur.
Yıkımlar birbirlerinin ecinnileri. Seni görmedim Venüs'ün saçları, alargada benimle arkama saklanıverdin. İnce alaylı, kara gülmekle derin gürültüler açtın tenimde, kapanmadan. Kabuğu ısınmış bir salyangozun deniz mavisi büğetiydin." Gözlerini gözlerime dikip sigarasının dumanını son kez içine çekti.
Bir anda Hışırdayan yapraklar sustu, şakayıklar soldu.
yaramaz çocuklar duruldu. Asfaltta ciyaklayan ucuz arabalar, sokak lambaları, kahkahalar, ağlamalar sustular. yer ayaklarımın altında kayarken her şeyin Tuhaf bir renge büründüğünü, ve yahut ışıldadığını farkettiğimde kaçınılmaz soruyu sormaktan kendimi alamadım,
"Sen de farkediyor musun?"
"Neyi?"
Cevap vermedim. Gözlerim büyüdü.
Her şey bir anda kaldı.
Öylece.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."