BARUT KOKUSU
Yüzümde ki et parçalarından akan kan ve kokusuyla birlikte hissettğim acı derin barut kokusuyla birleşince sırtımın altında hareketlenme hissetsemde yerimden kalktıgım gibi yoğun silah seslerinden azraili hisseder gibiydim.
Bilinç altım şehadet i haykırıyodu hareke hareke.
Yaşamakla ölmek arasında kalmıştım, çok uzaktan bir ses geldi velid diye uzunça bağıran.
Bordo tim komutanım yüzbaşı ali soydan in sesiyd, bu yoğun çatışma arasında, yakın mesafeden tank sesi duymamla yerimden kalkmam gerektiğini fark etti, mevzim e gelen roket atar mermileri, üstüne düştüğüm devrelerim ve üstümde olan kol gövde baçak ve iç organlarla hiç olmadığım kadar insan kanına gömülmüştüm, tank sesleri yaklştıkça tankların ın üstünden geçtiği yaralı askerlerin ölüm sesleri gelsede harekete geçmeliydim, ellerimi ayaklarımı hissettğim için sevinmek aklımdan bile geçemedi, kan gölünün içinde silah bulmalıydım ellerimi kaldırsam görüneçektim ki, hemde ölmemek içinde kaçsam en yakın mevziye gidene kadar vurulmam an meselesi, burnumdan aldığım nefes beni hayatta tutsada silahımdan çıkan kurşun beni yaşatmaya yetecekmiydi bilemiyordum.
Tank motorları durmuştu, asker sesleri çogalmasıyla elimden gelen tek şey gök yüzünü görmekti, ayaklarımın üstünden kıpırdama hissettğim, sürünerek , arada bir ayağa kalkıp hareket etmeye çalışan kosovada sultan murat kışlasından yanımıza tayinle gelen topçu teymen emine börte idi, tankların durmasıyla askerlerin sesleri yaklaştıkça harekete geçmişti, sesimi duyurmalıydım teymenim dedım kısık sesle, dememle yere yığıldı, kendime dedım inşallah bana doğru gelir dedim, ve hiç hareket etmemişti, baçaklarımın üstünde ki insan parçalarının üstüne düşmüştü, hissediyorum, ağırlık çökmüştü dizlerime, elindeki tüfeğin namlusunu görmüştüm, tanklardan ve askerlerden hiç ses yokt