Kısık ve ağlamaklı bir sesle “ beni niye sevmedin” demişti küçük çocuk. Ukala kız sarı dalgalı saçlarını geriye atıp “Doyuk bana bakamazsın hem ben o ablayla gidip zengin olucam” deyip koşarak gitmişti. Yetimhanenin koridorunda sadece küçük çocuğun ağlama sesi yankılanıyordu. Acı içindeki ağlaması. Küçük yaşta bu acıyı tatmıştı küçük bedeninde kocaman bir acı taşıyordu. Büyüdükçe acısı geçmedi sadece alıştı. Ta ki o alıştığı acının sorumlusunu yeni geldiği okulun en arka sırasında oturan sarışın kız olduğunu fark edinceye kadar. Çünkü içinde yine o küçük çocuk can bulmuştu. Geçmişte bırakacaktı tüm olanları. Ama bilmiyordu her günü geçmişiyle yaşadığını.