
Her birimiz griyiz. İçimizde beyaz kadar rengarenk, siyah kadar umutsuz bir ruh saklı. Siyah bedenlerin beyaz ruhlara karışması... Sadece tonlarımız farklı. Bazılarımız siyahta hayat bulur, ona hapsolur. Ama beyaz da vardır içinde. Bir beyaz duruluğunun içinde ne kadar renk saklıyorsa, bizlerde renkliyiz. Bir siyah ne kadar karanlıksa, biz de o kadar karanlığız. Soğuk bedenlerin alevleriyiz biz... İçi kan ağlayan gri tebessümleriz. Kim hep mutlu ki? Kim hiç kötü şey yaşamadı ki? Kim hiç eğlenmedi ki? Ya da kim hiç heyecanlanmadı? Beyaz siyahın karanlığına, siyah beyazın aydınlığına aşık olmuş. Ama kavuşamamışlar. Sonra küçük bir kızın gözyaşlarında dökülmüşler pencereden. Sonra birbirlerine kavuşmuşlar. Gri olmuşlar. Sonra bir bedene karışmışlar. Ruhları bedenle dans etmiş adeta. Mavi bir adama. Gökyüzü aşkını ilan etmiş denizlere. Birlikte mavi olmuşlar. O ise küçük bir oğlanın tebessümünde saçılmış etrafa. Pencereden dökülen gözyaşı tebessüme karışmış sonra. Ama gri maviye yaklaşamamış. Korkmuş çünkü. Bir daha onu görememekten korkmuş. Sonra ne mi olmuş? Bu kitapta bunun sırrı... Gri'nin Maviye olan aşkı... Yağmur'un Deniz'e olan aşkı...All Rights Reserved