Nehir Aksoy. 18 yaşındayım, lise son sınıfa gidiyorum. Hayatıma adadığım, umutlarımı üzerine kurduğum, hayallerimde yaşattığım ve gerçekte de benim olmasını istediğim biri var: Ege. Lise 3'e kadar aynı okuldaydık. Taa ki şehir değiştirip Lise 4'ü İstanbulda okumak isteyene kadar. Ondan ayrılacağım düşüncesi içimi hiç açmıyordu. Eğer ayrılırsak dünya bana boş gelecekti. Çünkü onsuz bir dünyanın olmasına gerek yoktu. Anlamsız olurdu. Bir yandan da 3 yıldır benimle olan derdimi, mutluluğumu, heyecanımı paylaştığım kardeşim bildiğim Hayal de beni Ege'siz düşününce yaşayamayacağımı biliyordu ve aklıma müthiş bi fikri yerleştirdi. Okuldaydık, derse girmemiştik ben yine hüzünlü, kahveme dalmışken ondan şu sözleri işittim. "Bu böyle olmayacak, seni böyle görmeye dayanamıyorum ve istemiyorum sen onsuz kendini mahfedersin. Biz de İstanbul'a gidiyoruz." Şu üç gün içerisinde herhalde duyduğum en güzel şey olduğunu düşündüğüm fikrin sahibine çevirdim başımı. Üç gündür ilk defa içten güldüğümü hissediyordum. Peki bu nasıl olacaktı?...