Yıllarca kalbini kimseye açmamış, soğuk tavırlarıyla nam saldığı için çoğu erkeğin uzak durduğu bir kız.
İdil Aksoy.
Nazikliği ve yakışıklılığı ile tüm kızları kendine hayran bırakan, ailesinin baskısı yüzünden çocukluk arkadaşı ile evlenmek zorunda olan bir adam.
Yiğit Güney Kılınç.
İzmir'in soğuk günlerinde, insanların içini ısıtan bir yirmi birinci yüzyıl masalı.
...
"Senin bende ki yerin çok farklı, İdil. Dudaklarından çıkan her harf tenime mühürleniyor, zihnime işliyor. Senden uzakta olduğum her dakikam, seni düşünmekle geçiyor. Aşkın değil anlamını çözmek, sözlükteki anlamını bile bilmezken sen bana aşkı öğrettin, sevgilim."
Alnını omzuma dayadı, iç çekti. Bu anın zor olacağını tahmin etmiştim ama bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. Saçlarında dolaşan parmaklarım, son söyledileriyle hareket etmeyi bırakmışlardı.
Dünya mıydı hızla dönen yoksa, benim kalbim miydi senin yörüngene girip beni delirten, Yiğit?
"İdil... Sen sadece benim masalımın kahramanı değilsin, sen benim masalımın ta kendisisin. Lütfen, beni asla sevmekten vazgeçme..."
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.