Karanlığın kök saldığı yaşamımda iyi giden hiçbir şey yoktu. Ailemin yolunda sürüklenip gidiyordum. Flaş patlamaları ,kameralar,sahte gülücükler artık boğuluyordum. Gerçeklerde kurtuluş varmış gibi yalanlardan kaçıyordum. Zevklerim yüzünden yargılanmak canımı yakıyordu. Güneş ışığına dayanamıyordum hatta ışıklara da , aydınlığa da tahammülüm yoktu .... Gecenin her şeyi örtme yeteneği vardı beni de içinde gizliyordu ama artık dayanamıyordum. Ölmek için her yolu denedim, neden ölmüyorum...? Ben pes ediyorum,neden oyundan çıkamıyorum?..Madem çıkamıyorum neden canım bu kadar çok yanıyor?..Bunu da bilmiyorum...Sadece bir şeyi biliyorum ve o şeyi seviyorum.. Onun meyve kokulu saçlarını ve her sabah ''günaydın'' deyişini. Hayatımda yaptığım en büyük hata , en güzel hatamdı.
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?
•
Arkamı döndüm ve apartmanın girişine doğru ilerledim. Kapıyı açmak için bir hamle yapacakken sesini duydum. "Alin!"
Omzumun üzerinde ona baktım. Dudaklarındaki o güzel kıvrılma görülmeye değerdi. "Sevgilim veya bir flörtüm olursa, bu yalnızca sen olursun."