O, insanları kavuştururken hep yalnızdı. Onun kayıp veya ölmüş olan bir yakını bile yoktu. Kimsesizdi. Bu yüzden o, yayına çıkan, belki çocuğu ölmüş, belki annesi kaybolmuş insanları kıskandırdı çoğu zaman. Çünkü onlar beraber olmasalar bile, birbirlerinin varlığından haberdardılar.
Öfkesini dindiremeyip, yumruğunu aynaya geçirdi. Kırık parçalar yavaşça, ayakkabılığın üstüne düşerken, sessizce onları izledi. Kanayan eliyle düşen bir parçayı aldı.
Artık, bir son istiyordu.