"Her renk göze şiir yazılabilirdi. Fakat seninkiler başlı başına şiirdi zaten..."
Koskoca denizin ortasında yalnızlığa prangalanmış Kız Kulesi'nin, geçmişini hatırlamaya çalışırken ruhunun çevresine duvarlar ören küçük bir çocuğun, kozas ından çıkıp kelebek olmayı bekleyen kırık bir kadının hikayesi...
Gördüğü gözlerin derin sularına dalan, o güne dek taş duvarken kalbinde çiçekler açan Galata'nın, varlığı kelebeğin ömrüne ömür katan, güzel bir adamın hikâyesi...
Hayatları birbirini yansıtan, hayatın ta kendisini yansıtan Aynalar'ın hikayesi...
"Aradığım gerçek yaşam onun dudaklarındaki ölüm tadında gizlenmişti."
Her şey bir ölümle başlamıştı. Ölüm ölümü takip etmiş ve bizi içinden çıkamayacağız geçmişin kırık anılarına hapsetmişti.
Uçurum kenarında, şiddetli yağmurun altında uzun saçları savrulurken tüm dünyaya haykırmış.
"Sen avcı, benim ruhuma kırıklıklar bıraktın. Ben onların her birini arşive kaldırdım. Kork benden, ölüm bizi ayırana dek."
Gölgelerin arasında, çakan şimşeğin, esen rüzgarın, yağan yağmurunun ardından yeryüzünü paramparça etmek isteyen gök gürültüsünün sesi duyulmuş.
"Emin misin cadı!"
Ben Hare Ay.
Üç rakamını hiç sevmem.
...
Not: Yetişkin içerikler barındırır.
#827 gizem
#820 gerilim