En başından başlamalıyım belki. Bu kibirli adamı ilk gördüğüm andan. Bunları birine anlatacak olsam saçlarını yolardı. Çünkü anlatırken lafı uzatmayı, süslemeyi seviyorum. İnsanlar çok telaşlı ve sabırsız. Ama bir serçe değil, çirkin karafatmalar gibi. O yüzden bu bu masalı herkes dinlememeli. Zaten bir sonu yok. Hevesle bekleyip mutlu bir son göremediklerinde üzülecekler buna eminim.
Anlatılanlar %100 gerçektir. Hepsi Koca Göz'ün jurnalinden alınmıştır.
"Yorgunum, kahvem çamur gibi
Batmaya da razıyım, artık beni anla
Yeter ki sen beni
Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma.
Didem MADAK"
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.