Yıllar önce 1998 yılın da iki kız çocuğu dünyaya geldi. Anne karnındayken onların kaderi bir yazılmıştı bile.
İki farklı karakter, iki farklı görünüş, tek kalp.
Daha çocukken başladı onların dostluğu. Anneleri parktayken rastlaşmış, aynı banka oturup sohbet etmiş, arkadaş olmuşlardı. Yan yana duran bebek arabalarında Ayşe Betül'ün Zehraya uzattığı emziğiyle başlamıştı onların dostluğu da. Bir taşla iki kuş misali...
Tabi hayat toz pembe bir rüya değildi. Ki onların başlarına gelen de toz pembe değildi...
Hazırsanız bizim renkli sayfalarımıza davetlisiniz. Lakin bir uyarım var. Bu kitapda aşırı dostluk, azıcık aşk, çokca fedakarlık, acı, sevgi, aile, hayaller ve hayatlar, güçlü olmayı içinde bulundurur.
Ve en güzeli de iyi bir insan, iyi bir dostluk ne? Onu gösterir...
-Beni hiç bırakma olur mu?
+Bırakmayacağım. Her zaman yanında olacağım. Küssemde, kızsamda asla bırakmam.
Öyle bir dost ki, ben sizlere ömür...
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Sizden istediğim ana karakter olan kız ile empati kurmanız. Babasına olan düşkünlüğünü anlamanız. Bu kitapta önyargılı abiler yok, karışan bebekler yok. Alışılmış klasik abilerim hikayesi değildir. Dikkat! Bu kitabı okurken neden benim abim yok diye dert yanabilirsiniz :)
"Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzaklaştı. "Benim kızım değil o!" dedi ve üstüme atılmak için hamle yaptı. Fevri bir hareketle geriye kaçarken hemşirelerden biri annemin koluna enjektör sapladı. Sakinleştirici olduğunu tahmin ettiğim sıvı bedenine girdi, hareketleri yavaşça kesilirken hala sayıklıyordu.
"Gerçekleri söyle ona Yılmaz." dedi uykuya dalmadan hemen önce. "Öz ailesini bulsun."
Beni bitirecek kelimeler dudaklarından döküldü. Annem odaya alınırken babam da peşinden gitti. Bedenim titredi, vücudumu soğukluk kapladı. Bir insan narkozluyken asla yalan söyleyemezdi.
Başlangıç: 12 Haziran 2022