Yir-Sup Efsanesi 'Kurtların Savaşı'
  • Reads 21,205
  • Votes 1,797
  • Parts 45
  • Reads 21,205
  • Votes 1,797
  • Parts 45
Complete, First published Jun 15, 2017
DİKKAT! Bu roman, ScifiTR Okuma Listesinde yer almaktadır.

Taht Oyunları ve Yüzüklerin Efendisi serilerini seviyorsanız bu seri tam da size göre.

Yir-Sup devletinin yıkılmasının üzerinden 400 yıla yakın bir zaman geçmiştir. Devletin kurucu halkı Bozkurtlar katledilmiş ve yok edilmişlerdir. Yir-Sup coğrafyası artık bağımsız hanlıklar ve krallıklar tarafından param parça olmuştur; fakat bu durumu değiştirmeye niyetli hırslı krallıklar, yönetimi ele geçirip yeni Yir-Sup'u kurmak için harekete geçer ve iç savaş başlar. 

Diğer yandan iki genç, alametleri takip ederek atalarının geldiği Giz Diyarı'na yolculuk ederek, Bozkurtları yeniden bulup geri getirebilmek ve iç savaşları durdurmak için harekete geçerler.

Epik Fantastik türündeki Yir-Sup Efsanesi, taht oyunlarının, entrikaların, aşkın ve savaşın beşiği olacak.

DİPÇE: 1. kullandığımız kapak için Ecem Ç. Hanıma çok teşekkür ederiz. :) (https://i.hizliresim.com/qW89Y3.png)

2. kullandığımız kapak için Wattpad Kapak Dünyasına çok teşekkür ederiz. :) (https://i.hizliresim.com/8d2MVr.jpg)

3. Kapak için Beyza Hanım'a teşekkürler. :)
All Rights Reserved
Sign up to add Yir-Sup Efsanesi 'Kurtların Savaşı' to your library and receive updates
or
#353entrika
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) cover
YAŞAMAYANLAR cover
Kara Vâdinin Varisleri  cover
DÖNGÜ 3 / ZAMANIN MUHAFIZLARI (Tamamlandı) cover
BARINAK MESELESİ cover
falling into you ➵ l.h cover
OMZUMA DOKUNAN NEFES cover
İNTİKAM cover
Çanakkale Savaşı cover
Aramızda Kalsın cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.